-
Meczubun Nasibi
Meczubun Nasibi Bir köşede yalnız başına yaşayan bir meczup vardı. Şöhretli biri meczubun yanına gidip der ki;
-
Meczubun Ölümü
Meczubun Ölümü Sırra ermiş bir meczubun can vermesi uzamıştı. Can çekişip duruyır, inliyor, sel gibi gözyaşları ile gönülleri dağlayara diyordu ki:
-
Meczup ve Hızır
Meczup ve Hızır Dünyadan elini ayağını çekmiş bir meczuba Hızır : – Ey işini tamamlamış Allah aşığı, bana dost olmak ister misin? diye sorar.
-
Mısır’daki Kıtlık
Mısır’daki Kıtlık Mısır’da birdenbire bir kıtlıktır oldu. Halk ekmek diyerek inliyor ve teker teker düşerek ölüyordu. Yollar insan ölüsü dolmuştu. Yarı canlılar da ölenleri yiyordu.
-
Su Üstüne Kurulan Yapı
Su Üstüne Kurulan Yapı Bir meczuba sordular: – Şu iki alemin aslı nedir ki bunlarda bunca hayaller, vehimler var? Meczup dedi ki:
-
arap dede
arap dede Bundan yıllar önce ben on iki yaşındayken annemle bir yaşlı kadının evine misafirliğe gitmiştik. Ev iki katlı ahşap bir evdi. Girişte kocaman tahta kapı vardı. Kapıdan girince zemin kat topraktı.
-
mezardan uzanan el
mezardan uzanan el Serdar on iki yaşındaydı. Bir yıl vardı ki, mahalle arkadaşlarıyla şehir dışındaki top sahasında maç yapmaya gidiyorlardı. Birkaç günde bir öğleden sonra maç yapmaya giderken ağaçlıktan dolanıp top sahasına varıyorlardı.